Psikolojik Beslenme Bozuklukları
Psikolojik beslenme bozukluklarının nedenleri çok çeşitlidir. Bu hastalıkların oluşumunda, genetik faktörler, psikolojik nedenler ve sosyal yaşam büyük rol oynar.
Psikolojik Beslenme Bozuklukların oluşumu
Üç önemli psikolojik beslenme bozukluğu vardır. Bunlar şunlardır.
- Anorexia nervosa:
- Bulimia nervosa
- Binge-Eating-Bozukluğu:
Anorexia nervosa(AN):
- yüzyılda sık görülmeye başladı. Bu hastalığa yakalanılan kişilerin % 90-95 kadındır. 14-19 yaşlar arasında bu hastalık başlar. En çok 15- 35 yaşlar arasında %1 oranında görülür. Hastalığın gidişi subkronik ve kronik olarak seyreder. % 50 oranında iyileşir, % 30 oranında düzelmeler olur, yani iyilik hali olur, % 20 oranında kronikleşir. AN de ölüm oranı % 5-20 dır. Ölüm nedenleri:
- Enfeksiyonlar
- Kalp-Damar (Dolaşım) sisteminin yetersizliği
- İntihar
İntihar oranı normal insanlara göre 200 kat daha fazladır.
Klinik Belirtiler:
- Vücut ağırlığı % 15 normalin altına düşer veya BMI 17,5 kg/m veya daha az
- Kilo kaybı genelikle kişi tarafında bilerek yüksek kalori yiyecekler alınmayarak veya kusmalarla, ishal yapan ilaçlar alınarak ve çok spor yaparak, iştah kesici ilaçlar, diüretikler ve tiroid hormonları alınarak elde edilir
- Kilo alma korkusu vardır
- Vücut algılanması bozulmuştur.
- Besin alımında bozukluk vardır.
- Yüksek kalori alımından kaçınır.
- Alınan besin maddelerini kusma veya laksitiflerle dışarıya atılır
- Vücut aktiviteleri fazladır.
- Depresif duygular
- Korku
- Saplantılar
- Hormonal bozukluklar vardır. Kadınların kanaması bozulur. Hipotalasmus-Hipofiz ve Üreme organlar(yumurtalık) aksı
- Gelişimi bozulmuştur ve gecikmiştir.
Psiko Dinamik:
Bulimiya de hasta aktiftir. Anorekside hasta pasiftir. Hastalar çok az yemek yerler, çok az kalori alırlar. Aldıklarını da kusma ve laksansiyenlerle dışarıya atarlar. Hastalar bir taraftan yemek istemezler, diğer taraftan yemeklere ilgi gösterirler. Hastalar çok zayıflar, Ammnorrhro( kanamaları kesilir). Aynı zamanda vücut algılanması bozulur. Burda iki cepheye karşı korku oluşur: Bu dışa karşı yiyeceklere, içe karşı şişman olma korkusudur.
Bu hastalıkta kişi kendi sınırı ile ilişkili bulunduğu kişiler arasında bir sınır koyamama çelişkisini yaşar. Bir tarafta ilişkide bulunduğu kişi tehdit olarak yaşar, diğer tarafta
onsuz yaşayamayacağını düşünür. Anoreksi bir nevi bu çelişkiler arasında bir anlaşma bulma denemesidir. Kişi bir taraftan kendi ve diğer insanlar arasına mesafe koyarken aynı zamanda onlardan ayrılmamak ister.
Bu hastaların hemen hemen hepsi, çocukluk döneminde ruhsal gelişimi engellenmiş kişilerdir. Anne ve babalar çocukların bütün zorluklarını ve sıkıntılarını onlardan almışlardır. Çocuklar kendi duygularını, agresif duygularını gösteremezler. Çocuklar genelikle sanki altın kafeste büyümüş gibidirler. Böylelikle yeteneklerini geliştiremezler. Kendilerini yetersiz, beceriksiz ve güçsüz hissederler. Diğer insanlara bağımlı olurlar. Bir taraftan diğer insanlara bağımlı olmayı hissetmek, diğer taraftan kendilerini yeteneksiz, beceriksiz ve güçsüz hissetmek, onlardan korku oluşturur.
Anaroksiyanın oluşumunda çeşitli savunma mekanizmaları rol oynar. Seksüel dürtüler burada bastırılır ve inkar edilir. Agresif duygular kendisine karşı yönlendirilir. Fantezisinde, eğer yemek yerse, o zaman ben dışarıdakiler tarafından kontrol ediliyorum ve o zaman ben serbest bir kişi değilim, eğer yemek yemezsem, ben kendimi kontrol ediyor olurum diye düşünür . Buradaki çelişki, otonom olma isteği ve bağımlı kalma arasındadır. Bu çelişki vücuda yansıtılıyor.
Zayıflama ve yemek yememenin şu fonksiyonları vardır:
- Herhangi bir istekte bulunmayarak, kendisini primerobjektten sınırlar
- Bariz bir ayrılma göstermeden, otonomiye ulaşmak ister
- Primer objekte( genellikle anne) karşı olan agresif dürtüleri dışarıya vurur ve aynı zamanda bu agresif dürtüleri kendisine karşı yönlendirir
- Rekabete girmeden dikkati kendisine çevirmesini sağlar
- Fallik dönemdeki rekabeti bir daha yaşar
- Suçlamada bulunmayarak, ebeveynleri suçlu göstermeye çalışmak/denemek
Bulimia nervosa(BN):
BN kadınlarda % 0,5-3 erkeklerde %0,2 oranında görülür. Bu hastalık AN göre daha geç başlar. Fakat adolesenz (ergenlik) döneminde daha çok ortaya çıkar. 15-35 yaşlar arasındaki kadınlarda % 1-3 oranında görülür. Bu hastalığa yakalananların % 30 u AN dönüşür. % 30-50 kronikleşir. Bu hastalıktan ölüm AN göre daha düşüktür.
Klinik belirtiler:
- Zihinsel olarak yemek yeme ile çok uğraşır.
- Yeme atakları vardır, bunları kontrol altında tutamaz
- Bir anda çok besin maddesi alır.
- Alınan besin maddelerini kusma veya laxsitiflerle dışarıya atar
- Vücut aktiviteleri fazladır.
- Kilo alma korkusu vardır
- Çoğunda AN geçmişi vardır
Psiko Dinamiği:
Bulimia nervosa da identitet(kimlik) çelişkisi vardır. İdeal öz ile olan öz arasında bir farklılık vardır. Olan özü eksik ve defektli(kusurlu) olarak yaşıyor. Öz kişinin bütünü oluşturur. İdentitet in oluşumu bir süreç ile olur.
İdentitet(kişilik) çeşitli kişiler ve gruplarla olan bağlarla oluşur. Özü oluşturan etmenler farklıdır. Bunlar cinsiyet identiteti, anne veya baba identiteti, dini identitet, sosyal identitet aile identitent, ulusal ve etnik identitet.
Bulumi İnpulsnevrozun bir formu olarak değerlendirilir. Bu hareketlilik içten gelen dürtülerle savunma mekanizmalarıyla bir uyum sağlar.Çelişki ideal öz ile var olan defektli öz arasındadır. Bir yanda kendi aktiviteleri ile kendisini dışa karşı nasıl olması gerektiğini, yani otonom, kendisini kontrol eden gelişmiş bir kişi olarak göstermek ister, diğer yanda; zayıf, bakılmaya muhtaç, defektli özü olan bir kişi olarak kendisini yaşar. Bu anlamda hastalar kendilerini iki realitede görürler ve yaşarlar. Bir yandan ince narin kalmak isterler, diğer yandan kontrolünü kaybederek, çok gıda alarak kendilerini çirkin ve defektli olarak görürler. Aynı zamanda kendilerini suçlu hissederler. Bunu önlemek için de, aldıklarını kusarak dışarıya atarlar.
Bu hastaların çocukluk döneminde ve sonraki ilişkileri genelikle yüzeysel ve emosyinal yönde iki değerliklidir. Yani çelişkilidir. Kişi kendisini daha çok ret edilmiş, emosiyonal ihtiyaçlarına cevap bulamamış olarak hiss eder.
Kendisini zayıf, özünü defektli, eksik olarak görür, bunu vücuda yansıtarak, böylelikle kendisini bu şekilde görmez veyahut eksikli yönü kompanse eder, aynı zamanda bunda oluşan utanma ve suçluluk duygusunu da azaltır. İnce kalarak, defektli özünü kompanse eder. Ben ince ve narinim, benim özüm defektli değil, ben tamamım, ben kendimi kontrol edebilirim, ben güçlüyüm diye düşünür.
Yeme atakları ve kusmaların psikolojik açıdan şu fonksiyonları vardır:
– Hastalar kendilerini içten gelen dürtülere ve duygulara karşı yetersiz ve çaresiz hissederler. Bu durumda yeme atakları ve kusmalarla kendi üzerlerinde
kontrol sağlamaya çalışırlar.
- Yeme atakları bir nevi Süper Ego(üst benliğe) karşı olan isyandır.
- Bu impuls ve duyguların şu talepleri vardır:
- Bakılma, yakınlık, sıcaklık isteği
- Kabul ve taktir görme isteği
- Seksüel istekler
- Agresif oto agresif impulsler
- Kusmaların fonksiyonları:
- Olanı sanki olmamış gibi göstermek
- İstenilen kilo da kalmak(kilo almamak isteği)
- Alınan besinleri bir nebzede ruhsal açıdan pislik olarak değerlendirir, kusma ile bu pislik temizlenir
- Kusmalar bir nevi agresif ve oto agresif dürtülerdir.
Binge-Eating-Bozukluğu(BEB):
Bu psikolojik beslenme bozukluğu olan kişilerde zaman zaman yeme atakları vardır. Yeme ataklarından sonra kusma veyahut laksasiyenlerle aldığını vücuttan çıkarmaz.. Bundan dolayı kişinin fazla kilosu vardır ve şişmandır. Görülme oranı % 1,5 tür. Bu hastalık erkeklerde diğer NA ve BN karşı daha fazla görülür. % 25-40 oranında.
Klinik Belirtileri:
- Tekrar eden yeme atakları. Bu yeme ataklarında kısa sürede çok miktarda besin maddeleri alınır ve bu esnada zaman ve yemek yeme üzerinde kontrolünü kaybeder
- Bu esnada çabuk alınan ve kolay sindirilen besin maddeleri alınır
- Açlık hissi olmadan büyük miktarda besin maddeleri alınır
- Besin maddeleri genelikle utanma duygusundan dolayı alınır, alma esnasında utanma duygusu hissedilmez, yeme atağı bitince utanma duygusunu hissedilir.
- Bu yeme atakları ortalama olarak hafta da iki gün altı ay boyunca olur
- Yeme ataklarından sonra anorexi ve bulimia gibi aldıklarını dışarıya atma(kusma ve ishal ilaçlarıyla) girişimi yoktur
- Besin alımında bozukluk vardır.
Vücutta zayıflama veya yanlış beslenmeye bağlı olarak şu belirtiler oluşur:
- Nabız düşer, elektrolit kaybından dolayı kalp ritmi bozuklukları
- Hipotoni(tansiyon düşüklüğü)
- Vücut ısısı düşer(hipotermi)
- Kan dolaşımı bozuklukları
- Kas kasılmaları ve kas atrofisi(kas kaybı)
- Polineuropati( çeşitli sinir ağrıları)
- Elektrolit kaybına bağlı olarak böbrek yetmezliği
- Ödem
- Kuru deri, saç dökülmesi, tırnak kırılması
- Osteoporoz
- Kortikal atrofiler
- Menstrüasyon bozuklukları
- Anemi, Lökopeni trombositopeni
- Endokrin bozuklukları: T3, Adrenalin, Noradrenalin düşüklüğü
CRP, Kortisol, STH, FSH,LH, Östradiol artması
Yeme ataklarından ve kusmadan dolayı meydane gelen vücutdaki bozukluklar:
- Midenin genişlemesi
- Kariyes
- Tükürük bezleri büyür
- Mide fonksiyon bozuklukları olur: Dolgunluk hissi, sindirim bozuklukları, kabızlık
- Yemek borusunda yanma, reflux ösefagitis
- Elektroit bozukluğu ve Asit.baz dengesinde bozulma görülür: Hipokalimi, Hipokloremi, hipokalimik alkoloze
- Kalp ritim bozuklukları ve böbrek bozuklukları
- Menstürasyon bozuklukları
Tedavisi:
- Akut olarak hayatı tehdit eden olayların tedavisi
- Bedensel komplikasyonların tedavisi
- Kilonun normalleştirilmesi
- Öz güvenin desteklenmesi
- Psikolojik çelişkilerin açıklanması ve işlenmesi; bunun dört devresi vardır:
- Tanı devresi
- Psikodinamik devre: Bu devrede psikodinamiği araştırılır ve hastaya gösterilir.
- Tedavi devresi
- Tedavinin sonlanması
Sorular:
Hangi psikolojik beslenme bozuklukları vardır?
Hangi sıklıkta görülür?
Nedenleri nelerdir?
Psikodinamiği nasıldır?
Bu hastalıklar kendilerini nasıl gösterir? Farklılıkları nelerdir?
Öldürücü sonuçları var mı? Varsa neden oluyor?
Tedavileri nasıldır?