Ruh Sağlığı

Dünya Sağlık Örgütü(WHO)  sağlığı, kişinin  bedensel,  ruhsal ve sosyal tam iyilik halidir diye tanımlıyor. Yalnız hastalığın olmaması hali, sağlığı tam tarif etmez. Ruh  düşüncelerden,  duygulardan ve davranışlardan oluşur.  Ruh sağlığı,  düşüncelerin, duyguların ve davranışların  bir ahenk içerisinde olma halidir.  Bu etmenler  birbirlerini  karşılıklı  etkiler.  Bu  ahenkte bir  düzensizlik olduğunda,  ruhta  bir  düzensizlik oluşur. Bunun  sonucunda  ruh da  bozulabilir. Ruh sağlığı,  kişinin   bilincine, oryantasyon,  düşüncesine,  duyguların  düzenlenmesine, algısına, konsantrasyonuna,  hafızasına,  kişilik karakterlerine, sosyal ilişkilerine ve  aktivitelerine  bağlıdır. Ruh sağlığı, genel sağlığın  temel ve  integral bileşenidir. Ruh sağlıksız, sağlık olmaz. Bireysel ve toplumsal düzeyde ruh sağlığı  önemlidir. Ruh sağlığı   bireysel düzeyde kişi  kendi entelektüel ve  emosiyonal potansiyelini  gerçekleştirir,  toplumda, okulda ve  iş yerinde kendi rolünü algılar ve  bu  rollerini  yerine  getirir. Ruh sağlığı  aynı zamanda  toplumsal düzeyde  ekonomik refahın, dayanışma ve adaletin  oluşumunda da  önemli bir  rol oynar.

Psikolojik rahatsızlıklar  son  50  yılda  gittikçe artı.  Psikolojik hastalıkların artması sonucu iş  kaybında da  artmalar oldu. Bu hem kendisini  günlük iş kaybı(günlük olarak çalışamama) hem de  psikolojik hastalıkların  sonucunda  emekli olan kişilerin sayısında  iki kat artı. Bunun yanında  psikolojik rahatsızlıklar  üretim  verimini  büyük oranda düşürüyor(Depresyonu  olan kişilerde % 81 oranda  düşüyor). Psikolojik  rahatsızlıkların  artma nedenleri:

  • Soysal ve  ekonomik şartların değişmesi,
  • Doktora giden  insanların  sayısının artması,
  • Psikolojik rahatsızlıkların  teşhis imkanlarının artması(Psikiyatrist ve Psikoterapistlerin eğitimlerinin iyileştirilmesi).

Ruh sağlığı genel sağlık dimensiyonu ile çok ilişkilidir. Bedensel  ve  ruhsal rahatsızlıklar  birbirlerini  karşılıklı  etkiler. Modern çağın hastalıkları son 50 yılda artı. Modern çağın hastalıkları,  Kalp  dolaşım hastalıkları, Kanser hastalıkları,  Kas ve İskelet Sistemi hastalıkları ve  Şeker hastalığıdır. Halkın  yarısı bu hastalıklardan ıstırap  çekiyor. Bu hastalıkların  oluşumunda çeşitli faktörler rol oynar.

  • Biyolojik Faktörler,
  • Yaşam tarzı,
  • Çalışma ve Çevre  şartları,
  • Davranış şekli ve olayı algılama ve değerlendirme şekli.

Kronik  hastalıkların gidişinde, önlemesinde ve  tedavisinde  kişinin ruh sağlığı  büyük  bir rol oynar. Depresyonu olan kanserli bir hasta %7 oranda daha erken ölüyor.

Ruh sağlığı  dinamik bir olaydır. Bu  dinamik olayda(ruh sağlığından dolayı) kişi  kendi kabiliyetlerini kullanır, yaşamdaki  sıkıntılarını önler, üretken ve  verimli çalışabilir, bunun  sonucunda  toplumun gelişiminde büyük  bir rol oynar.

İnsanların hastalanmasında  çok değişik faktörler rol oynar.

Bunlardan en  önemli olanı, Resorslar, yani  kişisel kaynaklardır. Kişinin yaşamdaki  pozitif  emosiyonal tecrübelerinin  toplamıdır. Bu olaylar kişiyi  tedavi eden ve güçlendiren tecrübelerdir. Bu kaynaklar  bireysel ve toplumsal olabilir. Bu kaynaklar şunlardır:

  • Doğuştan ve sosyal olarak  elde edilen  özellikler
  • Bilgi,
  • İntelgenz (Zeka),
  • Problem çözme kabiliyeti,
  • Öz güven ve öz güç
  • Stabil soysal kurumlar ve sosyal yardımlaşma,
  • Politik ve ekonomik güven,
  • Kültürel bağlılık
  • Barış ve Özgürlükler

Kişinin   olayı  algılanma ve  değerlendirme  biçimi, onun  sağlıklı olmasında  önemli rol oynar. Kişi dinamik  bir güvene sahiptir. Bu  duygu ve düşünce ile, olayları kendi  iç dünyasında  ve   çevresiyle anlamaya çalışması, bunlara  hakim olma kabiliyetine sahip düşüncesinde olması, onları  açıklayabilmesi, bunlar için  aktif olmayı anlamlı  bulması.

Olayı anlamak,

Olayı yönlendirme veya  ona karşı  bir  şey yapabilme düşüncesine sahip olmak,

Bunun için  yapılan  şeylere anlam verebilmek.

Sağlıklı  kalma programı  dört  modülde  oluşur.

  • Öz bakım, kendine bakmak ve değer vermek,
  • Sosyal ilişkiler ve sosyal iletişim,
  • Kendini gerçekleştirme ve kendini güçlendirme,
  • Değer yargılarının farkına  varmak, amaçlarını bilmek ve kendin için  pozitif bir  gelecek konseptinin  olması ve yapması.

Öz  Bakım:

Kendine bakmak,

Kişi kendisine her gün sormalı,  bu gün ne yaparsam, kendimi daha iyi hissederim? Veyahut, bu gün sağlığım için ne yapabilirim?

Bana ne keyif verir?

Beni ne güçlü kılar?

Nasıl sakin olabilirim? Nasıl kendimi gevşetir ve  rahatlarım?

Bana ne yaşam sevinci ve yaşama bağlılık verir?

Kendimi nasıl daha iyi hissederim?

Günlük  kendini iyi  hissetme defterini tutar.

Günlük olarak, kendisine  iyi gelen,  yaşam  sevinci veren, zevk  veren  onu mutlu eden  olayları yazar.

Kendisi için  her mevsimde  bir  gün  seçer,  o günde  yalnız ona iyi gelen,  onu mutlu eden  olayları  yapar,  yaşamda  zevk  ve  sevinci  yaşar.

 

Sosyal ilişkiler ve sosyal iletişim,

Pozitif insani sosyal ilişkiler  bedensel ve  ruhsal sağlığın  temelini oluşturur. İyi bir sosyal ağ sağlığı  korur.Yeterli ve tatmin edici  iletişim, kişiyi  sıkıntılardan korumayı kolaylaştırır,  Stresin zararlı etkilerinden korur ve aynı zamanda  yalnızlık duygusunu   ve  sıkıntıları ve yüklerini azaltır, ağrıları azaltır ve   kızgınlığı dağıtır. Çocukların  bedensel ve  ruhsal  gelişimi için, sosyal ilişkiler elzemdir.  Yurtlarda ve  hastanelerde  kalan çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerinin, normal  ailelerde   yaşayan  çocuklara göre  geri kaldığı yapılan  araştırmalarda  tespit edilmiş. İyi  sosyal ilişkileri olan kişiler,  tehlikeli ve sıkıntılı anları daha  kolay geçirirler.  Yeterli  ve tatmin edici  sosyal ilişkileri olmayan kişiler daha  kolay depresyon,  psikosomatik rahatsızlıklara  yakalanır.  Savunma  mekanizması zayıflar ve kolay  diğer hastalıklara  yakalanma riski artar. İş  yerindeki  sosyal ilişkiler  kişilerin iş verimlerini ve   çalışma(iş)  zevkini  artırır. Sosyal ilişkiler

  • Kişinin sağlıklı kalmasını  sağlar,
  • Kişileri  başka  bir  düşünceye getirir,
  • Yalnız olmadığı duygusunu  sağlar,
  • Kişilerin problemlerinin çözülmesinde yardımcı olur,
  • Sıkıntılardan kurtulmasını hızlandırır,
  • Stresin azalmasını  sağlar,
  • Güven duygusunu sağlar,
  • Kişiye bir  şeye yaradığı duygusunu sağlar,
  • Kişiye teselli duygusunu sağlar.
  • Kişiye yeni önemli  bilgileri olmasını temin eder,
  • Kişiye   bilgileri ve  tecrübeleri birbirleriyle değiştirmesini sağlar,
  • Kişiye  sosyal iletişimde aynı zamanda  kabul edilme duygusunu,  değer verildiği duygusunu yaşatır. Bu da  kişinin öz güvenini  artırır.

Kimin  yanında  kendimi olduğum gibi  hissederim?

Kimden  yardım rica edebilirim veya  yardım alabilirim?

Kimle  ortak  bir şeyler yapabilirim ve  aynı zamanda onunla  gülebilirim?

Kimle  benim için  önemli konuları konuşabilirim?

  • Emosiyonale( Duygusal) Yardım:

Pozitif  Duygular,  Yakınlık,  Güven,  duyguları  algılanma,

Teselli etmek, cesaret vermek,  öz güveni artırmak

  • İnstrumentele Yardımlaşma:

Problem  çözümünde  yardım almak,  başkalarına  bilgi vermek,

Problem hakkında  konuşmak,

  • Praktik ve materiele  Yardımlaşma:

Başkasından   materyal ve para  ödünç almak, başkalarına  çeşitli konularda  yardım  etmek örneğin,  çiçeklere  su vermek, başkasını   bir  yere  götürmek,

  • Zihinsel  Yardımlaşma:

Yaşam mentalitesi,  değer  yargılar ve kurallarını, politik  görüş  alış verişi yapmak.

Eş, Ebeveynler,  Çocuklar,  Kardeşleri ve  akrabalar,  samimi  ve  yakın  arkadaşları, tanıdıklar,  Komşular,  iş  arkadaşları,  politik ve  dini  arkdaşlıklar,

Bazen  sosyal ilişkiler kişiye  zarar da  verebilir.  Toplum kişinin  özgürlüklerini azaltır, kişiyi kontrol altında  tutar veya  kişiye müdahale  eder.

Kendini  gerçekleştirme ve  öz güveni  artırmak:

Kişinin  olaylara bakış açısı ve olayları değerlendirme şekli, olayın onun için  sıkıntı yaratıp  yaratmadığını  doğurur. Olaydan ne  beklenirse, bu beklentiye göre  ondan sıkıntı yaratabilir veya  yaratmaz.

Durum beklentisi(Situation-Erwartung)

Sonuç beklentisi(Konsequenz-Erwartung).  Eğer kişi   düzenli  spor  yaparsa, kendisini  iyi hisseder.

Kopentenz – oder Selbstwirksamkeit: Bunu  yapabilirim( İch kann  das  schaffen).

Olayların kendileri aslında  kişilere zarar vermiyor, aslında bu olaylara bakış açımız ve olayları değerlendirme kabiliyetine bağlıdır.

 Kişinin kendine güvenmesi ve inanması gerekli,

Ümitlerini kaybetmemesi gereklidir, Ümitlerinden  vazgeçmemeli,

Optimist olmalı,

Her problemin bir tane değil,  birden fazla  çözümünün  olduğuna  inanmalıdır.

Bu güne kadar  hangi şeyleri başarabildim? Hangi  hedefime  ulaştım? Bunları  nasıl başarabildim? 

Olaya  anlam  vermek, değer vermek:

Sağlığın kendisi yaşama  bir  anlam  veriyor.  Yaşamın  emosiyonal bir anlamı var.  Bunun  için  yapılan işler anlamlıdır ve bunlar için tüketilen  enerji kayda  değerdir.

Yaratıcı değerler:

Bir  şeyler yaratabileceğine  inanmak.

Yaşamsal değerler: 

Mesele biriyle karşılaşma imkanında sevinç yaşama  düşüncesine sahip olmak.

Yaşamın tümüne bakmak gerekir, hangi  olaylardan  dolayı gurur duyuyorsan, bunu bilinçli hale  getirmek  gerekir.Kişi  başarı ve güçlü  yönlerine  konzentre(odaklaşması) gerekir.

Düşünce bazında değer( Zihniyet-mentaitet):

Nasıl düşünürsen, öyle yaşarsın.

Amacınıza  ulaşmanıza  yardımcı olan  işleri  yapınız.

İnsanlara  yardımcı olan  ve onlara  değer veren işleri yapınız.

Bedeni ve ruhu  pozitif etkileyen işleri  yapınız.

İlginizi  çeken  konularla  meşgul olunuz, Spor, Dini olaylar, Felsefe,

Olayları anlamaya ve  onların iç yüzünü anlamaya  çalışmak.

Kişi kendi   yolunu bulmak  zorunda ise,  iç pusulasına(onu yönlendiren iç değerler),  kendi değerlerine, amaçlarına ve  iç bağımsızlığına ihtiyaç  duyar.

Hedeflerini  konkret(somut)  seçmeli. SMART

S= spezifisch(belirli) spor yapmak istiyorum,  haftada  3 gün  yüzmeye  gideceğim.

M=Messbar(ölçülebilir)  her gün  yarım saat  okumak  istiyorum.

A= aktionsorientiert (eylem odaklı)

R= realistisch (gerçekçi)

T= terminiert (planlı)