İntihar
İntihar
- Kişi ölmüştür
- Kişinin davranışları ve eylemi ölüme sebep olmuştur.
- Kişi kendisin öldürtmek niyetiyle bu davranışlarda bulunmuştur.
İntihar teşebbüsü ise; burada kişi kendisini öldürmeye amacıyla davranışlardan bulunur, fakat kişi ölmez. Kendisini yaralar veya kendisine zarar verir.
2010 yıllında Almanya’da 10 021 kişi(7 465 Erkek, 2556 Kadın) intiharda dolayı ölmüştür. Bu sayı trafik kazasında ve uyuşturucudan ölen insanlardan daha fazladır.. 100 000 kişiden 12,3 kişi intihar sonucu ölmüştür.
2016 yıllında 100 000 kişiye düşen intihar oranı
Ülke | 100 000 düşen |
Litvanya | 31,9 |
Rusya | 31 |
Guyana | 29,2 |
Güney Kore | 26,9 |
Beyaz Rusya | 26,2 |
Fransa | 17,2 |
İsviçre | 17,2 |
ABD | 15,3 |
Almanya | 13,6 |
Türkiye | 7,3 |
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre, 2002-2018 dönemini kapsayan 17 yılda 50 378 kişi hayatına son verdi. Söz konusu dönemde, Türkiye’de her sene ortalama 2 963, her ay 246, her gün 8 kişi intihar etti. Bunların nedenleri şöyle sıralanmış:
10 887 i hastalık
5 318 kişi aile içi sorunlar
4 481 kişi geçim sıkıntısı
2 412 i aşk ve isteğiyle evlenmeme
3 896 si diğer nedenler
1 400 ü ticari başarısızlık
21 256 kişinin ise neden intihar ettiği bilinmiyor.
İntihar olayında çaresizlik düşüncesi ve duygusu büyük rol oynar. Kişi kendisinin çaresiz olduğunu ve bir çıkmaz yolda olduğunu, hayatın düzelmeyeceğini , sıkıntılara dayanamayacağını düşünür. Bu da umutsuzluğa sebep olur. Burada kişinin agresif özelliği, problem çözümündeki yeteneği, perfeksiyonismus(mükemmeliyetçilik), sıkıntılara dayanma gücün azlığı önemli rol oynar. Kişi kendisini çevresi ve toplum için bir yük olarak görür. Kendi ölümünün çevresi için bir rahatlık yarattığını ve böylelikle çevresinin ondan kurtulduğunu düşünür. Bunun yanında bazen de kendisini ailenin bir üyesi veya toplumun içinde bir grubun üyesi olarak hissetmez. Kendisini değersiz hisseder. Yaşamının anlamını kaybeder.
Psikoanalitik görüşe göre, kişi başkalarına karşı olan agresif dürtülerin kendisine yöneltilmesi sonucu intihara başvurur. Burada içindeki nefret ettiği çocuğu öldürme ile yok etme girişimidir. Burada ayrıca oluşan veya yaşanan yaralanmalar ve kırılmalarda rol oynar. Bazen de yaşadığı kırılganlıkların ve yaralanmaların sonucu oluşan nefret ve öç alma duygusuyla kendisini öldürerek geride kalan kişilere acı vermek amacıyla intihara başvuruyorlar.
Şu riziko faktörler intiharın oluşumunda rol oynuyorlar:
- Demografik Faktörler:
Cinsiyet: Erkeklerden daha fazla
Yaş: Yaş artıkça risk daha çok artar.
İşsizlik
Düşük sosyoekonomik durum
- Hastalıklar:
- Psikolojik Rahatsızlıklar:
Affektif Bozukluklar
Şizofreni
Madde bağımlılığı
Kişilik Bozuklukları
- Bedensel ağır hastalıklarda
ağrı ve sıkıntını çekememe durumlarında.
- Psikososyal Faktörler:
- Sosyal İzolasyon/Yalnızlık
- Umutsuzluk durumlarında
- Negatif duygulanma durumlarında
- İmpulslarını kontrol edememe durumlarında
- Perfeksiyonizm
- Kendilerini başkalarına yük olarak görme durumlarında
- Ağrı ve ölümden korkmak ve kaçmak
- Çocukluk ve gençlik dönemlerinde kötü deneyimler
- Ailede intihar eden kişilerin bulunması
- Kişinin daha önce intihara teşebbüs etmesi
- Kayıp olayları ( finansal, yakınların kaybı vb.)
- Akut ve kronik sağlık sorunları,
- Aile ve partner problemleri.
Önlemler:
İntihar bir hastalık değildir, fakat hastalığın bir parçasıdır. Var olan psikolojik rahatsızlıkların iyi tedavi edilmesi gerekir. Psikiyatri ve psikolojik hizmetlerin iyileştirilmesi gereklidir. Çünkü bazı psikolojik rahatsızlıklar intihar riskini artırır. Bunları yukarıda anlattım. Örneğin Affektif bozukluklar, şizofreni. Bu hastalıkların iyi ve düzenli tedavi ve kontrol edilmesi gerekir. Bir kısım hastalar bazen kendilerini iyi hissederler. İlaçlarını artık almıyorlar ve ilaç almadıklarını doktoruna söylemiyorlar. Bunun sonucunda durumları kötüleşir ve intihar riski artar. Buna örnek bipolar Affektif bozukluğu ve şizofreni. Bu hastalıkları olan insanlar düzenli ve sürekli tedavi edilmelidir. Yani uygun yeterli ilaçların alınması gereklidir. Ayrıca psikoterapi almaları gereklidir. Psikoterapide kişi düşünce ve duygularını algılamasını ve yönlendirmesini öğrenir. Problemlerin çözümünü öğrenir. Kriz esnasında doktora gitmesini öğrenir. Yardım almasını öğrenir. Sosyoekonomik sorunların çözümü için gerekli yardımı almayı öğrenir. Tek olmadığını ve sıkıntı anında ona yardım edileceğini öğrenir. Nerede hangi yardımı alacağını öğrenir. Bu hukuk alanı içinde gerekli yardımı nasıl alacağını öğrenir. Neticede tek olmadığını ve ona gerekli alanda yardım edileceğini öğrenir. Bu da kişide sorunlarını çözebileceği duygusunu yaratır. Bu çaresizliği ve umutsuzluğu azaltır.
Her sorunun çok çözümü vardır, gökyüzündeki yıldızlar kadar.